{ "title": "Pa Akciğer Grafisi", "image": "https://www.akciger.gen.tr/images/pa-akciger-grafisi.jpg", "date": "20.01.2024 17:08:55", "author": "Cihan OZEN", "article": [ { "article": "
PA Akciğer Grafisi; toraks boşluğunun içeriğinin görüntülenmesinde en sık kullanılan yöntemdir. X-ışınları ionize radyasyon sağlayıcısı şeklinde kullanılır ve projeksiyon radyografi şeklinde iki boyutlu görüntü sağlar. Tipik erişkin dozu 0,02 mSv civarındadır. Bu yazının temel prensibi PA grafinin doğru bir şekilde elde edilip yorumlanması için lüzum görülen mühim noktaları belirtmek ve tanı koyma noktasında tanınması gereken önemli işaretleri hatırlatmaktır.

PA Akciğer Grafisi Teknik Açıdan Bakış

Bu grafide hasta göğüs ön duvarını filmi taşıyan kâsede yaslar ve X-ışını yaklaşık 180 cm daha geride bulunan kaynaktan göğüs posterior çeperine iletilecek görüntü sağlanır. Aralarında bulanan uzaklığın sebebi ışının yayılmasından dolayı, tüpe daha yaklaşık duran büyük görünmesine neden olan etkiyi kaldırmaktır.

Larinks ve kostofrenik açılar grafi alanında olmalıdır. Işın T4 vertebra seviyesine kanalize edilir. Her iki skapula akciğer alanları dışında tutulacak şekilde hastaya pozisyon verilir.

T3 spinöz proçesi her iki sternoklavikuler eklemden eşit mesafede tutulmalıdır. Yanlış pozisyonlamada bilhassa mediastinal yapılar normal olmayan bir şekilde görüntülenecektir.

PA Akciğer Grafisi Yorumlama

Posteroranterior akciğer grafiler başka bütün radyolojik incelemeler gibi film aydınlatması dışındaki ışıkların minimuma düşürüldüğü bir alanda değerlendirilmelidir. Hastaya ait yaş, klinik bilgiler ve cinsiyet not edilmeli, hastanın eski incelemeleri varsa onlarda elde bulundurulmalıdır. Özellikle araştırmanın uygun yollar ile yapılıp yapılmadığı kontrol edilmelidir. PA/AP ayrımı, doz ayarının sağlanması, rotasyonunun var olup olmadığı ve hastanın supin ya da ayakta olması oluşacak farklar bakımından önem arz eder. Kardiotorasik oran irdelenmeli ve erişkinler için 1:2 sınırının sağlayıp sağlamadığı, kalbin konfigürasyonu ve muhtemel orantısal farkları değerlendirilmelidir. Kalp inceledikten sonra aorta ve pulmoner arterlerin kalibrasyonları değerlendirilir. Her iki hilus genişliği kitle ve lenfadenopati gelişimlerinin değerlendirilmesi için önemlidir. Bahsedilen yapılar ile mediasten konturlarının irdelenmesi ile olağan maddeye dayalı yükselişler kontrol edilir. Akciğer parankim alanları yukarıdan aşağıya, sağdan sola ya da kişinin kendi seçeceği bir yolla herhangi bir alan atlamadan tamamıyla göz aracılığıyla incelenmelidir. Filmde plevral efüzyon kesinlikle aranmalı, kostofrenik açının aralığı bir yere kaydedilmelidir. Plevral kalınlaşmalar ve bilhassa da kalsifikasyonlar grafide parankim ile süperpoze olup karışık durumlara sebep olabilirler. Kemik yapıların testi çoğunlukla son safhada yapılır fakat bilhassa kostalar ön planda tutulmak üzere olası fraktürler ciddiyetle izlenmelidir. Kemik dokuların takibinin bitiminde yumuşak dokular da kesinlikle kontrol edilmeli, erkeklere nazaran daha çok kadın hastalarda görülen parankim dansitesinde farklılaşmaya meydan verecek meme dokusu asimetrisi bulunmalıdır.

PA Akciğer Grafisi İşaretleri

Silüet işareti Felson tarafından isimlendirilen bu işaret parankimal bir opasitenin anatomik olarak bağlantılı olduğu yumuşak doku ile aralarındaki sınırın silinmesi anlamı taşır. Bu bölgelerin sahip olduğu havalanma eksilmelerinde aradaki hudut silineceğinden ve birbirinden ayrı alanlara ait patolojilerde benzer etkilerden dolayı silinmeyeceğinden lezyon lokalizasyonu yapılabilir.

Hilal bulgusu: Menisküs işareti olarak da bilinen bu bulgu parankimal bir kavitenin duvarı ile içindeki kitle arasında hilal şeklinde hava birikmesidir. Tipik olarak kaviteler içerisinde Aspergillus kolonizasyonunda görülür. Anjioinvaziv aspergillloz varlıklarının düzelme aşamasında nekrotik parankimin retrakte meydana gelmesi de bir diğer oluşum şeklidir.

Juxtaphrenic tepe işareti: Aynı kısımdaki üst lob atelektazisi veya lobektomisinde ara kısmında tepesi yukarıda bulunan üçgen şemalı opasite izlenmesine verilen addır.

Golden S Bulgusu: Golden tarafından tanımlanan bulgu santral bir topluluğa refakatlik yapan sağ üst lob atelektazisinde görülür. Minör fissürün medial tarafı inferiora konveksde iken lateral yönü de inferiora konkav halinde dizilir. Bu değişiklikler PA grafide fissürün ters S olarak görülmesine neden olur.

Hampton hörgücü bulgusu: Pulmoner infarkta sekonder gelişen ve geniş tabanıyla plevraya oturan bir opasitedir. Akciğer parankiminin bronşiyal arterlerden de beslenmesi nedeniyle lezyonun apeksi konveks görünümdedir. Çoğunlukla alt loblarda meydana gelen ve lineer skar oluşturmasıyla düzelir. Opasifikasyonun nedeni ise pulmoner infarkta sekonder gelişen alveoler hemorajidir.

Servikotorasik işareti: Toraksın başında yer alan bir lezyonun mediastendeki lokalizasyonunu belirlenmesine olanak sağlar. Akciğer apeks parankimi posteriorda daha superior uzanıma sahip olduğu için, posterior mediasten da bulunan bir lezyon PA grafide klavikulanun üstünü kaplar ve kapsama alanı belirlenir. Anterior mediasten yerleşimli lezyonlar ise klavikulanın altında izlenir ve servikal yumuşak dokulardan ayırt edilemez.

Luftsichel işareti: Kökeni Almanca olan bu işaret hava ve orak kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Sol üst lob kollapsında yer alır.

Pala işareti: Anormal sağ inferior pulmoner ven çoğunlukla hemidiafragma bitişiğinde inferior vena cavaya içine akar. Kalbin sağ konturu boylu boyunca diafragmaya ilerleyen anormal pulmoner vene sahip kıvrımlı tubuler yapıya dair görüntüdür.

Westermark bulgusu: Pulmoner embolide meydana gelen vazokonstriksiyona bağlı gelişen oligeminden dolayı eksilmiş periferik vaskülarizasyonu gösterir. Sensitivitesi hem düşük hem de Hampton hörgücü bulgusu gibi yüksek spesifisiteye sahiptir. PA grafilerde radyolusan alan olarak takip edilir.
" } ] }