Akciğer kanseri, akciğer dokularında oluşan ve farklı mikroskobik özelliklere sahip birçok türü bulunan bir kanser türüdür. Akciğer kanseri, histopatolojik inceleme sonucunda sınıflandırılır. Küçük hücreli akciğer kanseri, tüm akciğer kanseri türlerinin %20-25'ini oluşturur ve kendi içinde iki gruba ayrılır. Küçük hücreli olmayan akciğer kanserleri ise adenokarsinom, büyük hücreli kanser, karma tür ve yassı hücreli kanser olarak dört ana gruba ayrılır ve tüm akciğer kanserlerinin %75-80'ini kapsar. Her bir türün özelliklerini detaylı olarak bilmek, tedavi sürecinde başarı oranını artırmak için son derece önemlidir.

Bu belirtiler, daha az ciddi durumlar veya akciğer kanserinden kaynaklanıyor olabilir. Bu yüzden belirtilerin uzman bir doktor tarafından değerlendirilmesi gereklidir.

Bilindiği üzere kanserler, meydana geldikleri dokulara göre adlandırılmaktadır. Akciğer kanseri de adından da anlaşılacağı gibi akciğer dokularında meydana gelen bir kanser türüdür. Akciğer kanseri, günümüzde en çok rastlanan ve genelde erkeklerde daha sık görülen bir hastalıktır. Tütün ürünleri, bu kanser türünün oluşumunda en büyük faktör olarak kendini göstermektedir. Bu tümörler, önlem alınmadığı takdirde dokularda hızlı bir şekilde gelişir ve büyüdükçe diğer organlara da yayılma eğilimi gösterir. Ciddi sonuçlara sebep olan akciğer kanserinin tedavisi için tıbbi yollar bulunmakla birlikte, önlem ve tedavi adına doğal olarak etkili olabilen bitkiler de bulunmaktadır.

Alternatif tıp adı altında tedavi ve şifa sunan bitkiler, insanları sağlıklarına ağrısız ve yan etkisiz olarak kavuşturabilmektedir. Ancak, bitkisel çözüm konusu dünya genelinde ve ülkemizde hastalar ve yakınlarının kafalarının karışmasına, bazen de yaşam kalitesi için en önemli tedavi programlarını aksatmalarına neden olabilecek bir konudur. Kanser hastaları, teşhis konduktan sonra doktorlarından kansere bir daha yakalanmamak veya acilen iyileşmek için bir diyet listesi bekler ve böyle bir liste verilmeyince hayal kırıklığı yaşarlar. Alternatif tıp ilgilileri, hasta ve aileyi yanlış bilgi yönlendirmeleri altına alırken, hastalar doktorlardan bazı bitkisel çözümler önermesini, yiyecek ve gıdaları tek tek miktarlarına kadar yazmasını umarlar.

Bugüne kadar yapılan araştırmalar göstermiştir ki, kanser teşhisinden sonra beslenme için yapılacak özel takviyeler, ancak hastanın iştahının azalması, yeterli beslenememesi, kilo kaybetmesi durumunda geçerlidir. Bunun dışında tüm hastalara önerilen meyve ve sebze ağırlıklı, kırmızı etten ziyade beyaz et oranını artıran beslenme şekli, genel durumu iyi olan ve ağızdan beslenebilen birçok kanser hastası için yeterlidir.

Akciğer kanseri, günümüzde yapılan istatistikler sonucu ölümlerin %30'unu oluşturduğu belirtilmiştir. Sigara içenlerin oranlarının fazla olması nedeni ile bu hastalık ülkemiz açısından kaçınılmaz bir hale gelmektedir. Bu konuda tedavi ve önlem için bitkisel çözümler bizlere yardımcı olabilmektedir. Doğada yetişen bitkilerin içeriğindeki bileşikler sayesinde insan vücudunda bulunan zararlı birçok mikrop ve maddeyi çok kolay etkisiz hale getirebilmektedir. Akciğer kanserine karşı önlem alındıktan sonra tedavi amaçlı kullanılan birçok bitki bulunmaktadır.

Akciğer kanseri tedavisinde özellikle reishi adı verilen mantar türü oldukça etkili olmaktadır. Ayrıca çörekotu yağı, yeşil çay, Çin geveni ve zerdeçal da akciğer kanserine karşı etkili bitkilerdir. Alternatif tedavi ismi altında kullanılan bu otlar ve şifalı bitkiler, hiçbir kimyasal maddenin etkisinde kalmadan doğada kendi başlarına yetişen bitkilerdir.

Bitkisel çözümler, kanser tedavisinde tek başına yeterli değildir ve mutlaka bir doktorun önerileri ve kontrolü altında kullanılmalıdır. Modern tıbbın sunduğu tedavi yöntemleri ile birlikte bitkisel çözümler destekleyici olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, her bitkinin her hasta için uygun olmayabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, bitkisel tedaviye başlamadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.