Akciğer grafisi, göğüs hastalıklarının teşhisinde kullanılan önemli bir görüntüleme yöntemidir. Standart bir akciğer grafisi, genellikle iki yönlü olarak çekilmektedir: önden ve yandan. İlk olarak hastalara ön-arka (PA) ve yan pozisyonlarda grafi çekilir. Bu sayede doktor, diğer klinik bulgularla birlikte değerlendirme yaparak kesin bir teşhise ulaşabilir.

Akciğer grafisi, akciğer kanseri, bronşektazi, kalp hastalıkları, yumuşak doku ve kemik patolojileri hakkında bilgi sağlar. Ancak, her zaman net bir bilgi sunmayabilir. Özellikle pulmoner damarların bulunduğu hilus bölgesinde dolgunluk veya belirsiz bir durum söz konusu olduğunda, ileri tetkik olarak akciğer tomografisi yapılmalıdır.

Sanayileşmenin artması ile birlikte mesleki açıdan akciğer hastalıkları önemli bir sorun haline gelmiştir. Birçok meslek grubunda akciğer hastalıkları yaygındır. Özellikle fabrikalarda çalışan işçilerin yılda en az bir kez akciğer grafisi çektirmesi önerilmektedir. Bu grafiler, radyoloji uzmanı tarafından değerlendirilip on yıl boyunca saklanmalıdır.

Akciğer grafilerinin yorumlanmasında plevral katlantılar ve oluşumların kenarlarında görülen şerit ve çizgiler önemli detaylardır. Bu çizgiler genellikle 1 mm'den incedir ve plevral yaprakların birbirine yapışmış olduğu hatlardır. En belirgin çizgiler sağ ve sol paraspinal, ön ve arka birleşim çizgileridir. Plevra, iki pariyetal ve iki visseral yapraktan oluşur ve ön-arka grafilerde çoğunlukla görülebilir. Bu çizgiler, büyük damarlar, kalp ve diğer patolojiler tarafından silinebilir.

Tek taraflı volüm kaybı veya hiperinflasyon durumlarında bu çizgiler yer değiştirebilir. Posterior birleşim çizgisi de benzer sebeplerle silinebilir veya kayma gösterebilir. Sağ taraftaki üst lobun kenarı ile trakeanın sağ lateral kenarı arasında bulunan ve normalde 4 mm'yi geçmeyen şerit, %97 oranında görülür ve bu nedenle en fazla bilinen yapılardandır. Bu bölgedeki genişlemeler paratiroid kitleler, tiroid, lenfadenopatiler gibi durumları gösterebilir. Özellikle yaşa bağlı olarak tüberküloz veya diğer hastalıklarla ilişkili lenfadenopati gelişimleri düşünülmelidir.

Sol üst lobda mediyal plevral yüzeyde ve trakeanın sol kenarı arasında bulunan çizgi daha az olguda izlenebilir. Sağ paraspinal çizgi, sağ akciğer plevrasının yumuşak dokulara değdiği yerde izlenir. Düz bir çizgi olmasına rağmen bazı durumlarda sapmalar görülebilir. Sol paraspinal çizgi ise sol akciğer plevral yüzeyin yumuşak dokulara değdiği yerde düz bir şekilde izlenir. Bazı varisler veya aort patolojileri gibi durumlarda bu görünüm bozulabilir.